İstanbul daki arkadaşım sevgili Tuna, Portekiz'e gittiğinde benim için bu yüksükleri almış.
Geçen haftasonu beni çok sevindiren,güzel bir paketin içinden çıktılar.
Kitaplar, elişi anahtarlık, Tuna'nın el boyaması bir kağıt ağırlı ve sıcacık bir mektupla birlikte.
(Ne şanslıyım di mi?)
Dost canlısı sesi, adını aldığı nehir gibi çağıl çağıl, resim tutkunu arkadaşıma,
bir kez daha gönülden teşekkürler.
Lakin o yazıda ne Portekizden, ne de Lizbon dan tek satır söz etmemişim.
Oysa siz de, ben de ülkeleri tanımayı çok seviyoruz değil mi?
Lizbon Portekiz’in başkenti ve en büyük şehridir.Tejo Nehri’nin oluşturduğu haliç üzerine kurulu olan Lizbon, Atlantik Okyanusu kıyısındadır.
Nufusu 2005 yılında yaklaşık 2.700.000 civarındadır. Lizbon bölgesi AB ortalamasının üzerindeki refah düzeyi ile ülkenin en zengin bölgesidir.
Avrupa'nın en renkli başkentlerinden birisi olan Lizbon Roma ve İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulmuştur.1260 yılından beri Portekiz’in başkenti olan şehir 16. yüzyılda Portekiz İmparatorluğu zamanında en ihtişamlı dönemini yaşamıştır.
Lizbon mimari açıdan çok zengindir. Yüzyılı aşkın süredir kullanılan ünlü 28 nolu tramvay hattı size bu güzel şehri gezdirir.
Bir gün görüp, gezebilme umudu ile..